Paris | Fragonard Parfüm Müzesi
Aslında Fransa’nın önemli bir markası olan Fragonard’ın parfüm müzesi olan bu bina ilk başlarda tiyatro binası olarak kullanılmak istenmiş ama daha sonra beğenilmemiş olacak ki binayı yıkıp yeniden başka bir bina yapmışlar ve burayı bisiklet öğretme merkezi olarak kullanmışlar. Binanın zemin katından gezmeye başladığınızda da bisiklet sürme alanı olarak kullanılan yuvarlak alanları görmeniz mümkün. Daha sonraları Fragonard tarafından alınıp müzeye çevirilen bu bina hala aynı şekilde hizmet vermekte. Müzeye giriş ücretsiz olduğu gibi girdikten sonra da Fransızca ya da İngilizce ücretsiz turlarla müzeyi gezebiliyorsunuz. Bu turlar için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekmiyor. Fakat müzenin parfüm workshoplarına katılmak ücretli ve önceden yer ayırtmanız gerekiyor.
Müzenin en güzel taraflarından birisi sergilenenlerin marka sahiplerinin aile koleksiyonuna ait olması. İçeride gördüğünüz parfüm kutularından aletlere kadar çoğu şey aile büyüklerinden kalma. Hatta eski zamanlarda çiçekten esans almak için kullandıkları filtreleri bile modern bir şekilde lamba yapıp müze içerisinde kullanmışlar.
Bu müzede sadece parfümün nasıl yapıldığını değil; parfümün geçmişten günümüze kullanımını, farklı esansların nasıl elde edildiğini, hatta bu kokuları ortaya çıkaranlara neden “nose” dendiğini öğrenebilirsiniz.
Müzedeki turu eğlenceli hale getirmek için küçük oyunlar eklemeyi de unutmamışlar. Bulunan 8 ayrı kutuyu koklayarak hangisi olduğunu tahmin etmeye çalıştığınız bu oyunla aslında birbirine yakın sandığımız kokuların farkını çok daha iyi anlıyoruz.
Müze turunun sonunda bulunan satış alanında markanın parfümlerini deneme şansınız oluyor ve market fiyatına göre daha uygun fiyatlara buradan alabiliyorsunuz. Her kokusu çok farklı ve güzel olan parfümler arasında benim favorim markanın klasikleşen kokusu olan Belle de nuit.
Eğer siz de benim gibi parfüm seçerken kahve koklayarak diğer kokuyu bastırmaya çalışanlardansanız burası sizi şaşırtacak bir yer olabilir çünkü farklı parfümler seçerken yapmamız gereken şey kahve koklamak değil, her ne kadar komik olsa da kendimizi koklamakmış. Müze hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
Comments
Post a Comment